31 Mart yerel seçimlerinde CHP’nin kazanmasıyla Üsküdar Belediyesi’nin yeni yönetimi dikkat çekici bir konuyla gündeme geldi. Belediye, bir ilan sitesinde satışa çıkarılan arsa ve dairelerle “sahibinden satılık belediye” olarak adlandırıldı. Satışların neden yapıldığı henüz net değilken konuyla ilgili sert bir açıklama AK Parti üyesi Hilmi Türkmen’den geldi. Türkmen, belediyenin son dönemde gerçekleştirdiği satışları eleştirerek, 20 yıldır en ufak taşınmaz satışına karşı çıkan CHP’nin asıl niyetini gösterdiğini belirtti.
Üsküdar’da üretilen konutlar ve arsaların parça parça satılarak belediyenin bütçesinin dengelemeye çalışıldığını dile getiren Türkmen, eski yönetimin belediye borçlarını minimum seviyede tutarak teslim ettiğini vurguladı. Ancak yeni yönetimin hızlı şekilde taşınmazları satışa çıkarması ve bu işlemle elde edilecek gelirin ne şekilde kullanılacağı konusunda endişelerini dile getirdi.
Türkmen, CHP’nin bu hızlı satış kararını sorgulayarak, belediyenin geçmişte ürettiği hizmetlerle karşılaştırıldığında bu satışların anlamını yitirdiğini ifade etti. Belediyenin en az borcu olan 2. belediye olarak teslim edildiğini hatırlatan Türkmen, bu satışların gerekliliğini ve süreci doğru bir şekilde yönetilmesi gerektiğini vurguladı.
Konuşmasında halkı da bilinçlendirmek isteyen Türkmen, satışların ardından belediyenin yapacağı yeni hizmetler ve eserler konusunda şeffaf olunması gerektiğini belirtti. Belediyenin taşınmazları hızlı bir şekilde satması durumunda ortaya çıkacak maddi gelirin nasıl kullanılacağı hakkında da açıklık beklediğini ifade etti.
Son olarak, Türkmen, halkın bu süreci yakından takip etmesi ve belediyenin yeni yönetimiyle ilgili sorular sormasını teşvik etti. Güzel ve doğru işler yapıldığı takdirde alkışlanacaklarını söyleyen Türkmen, ancak halkın da işlerin gidişatını yakından görmesini ve takip etmesini önemsediğini vurguladı. Belediyenin taşınmaz satışı konusunda halkın bilinçlenmesi gerektiğini ve bu sürecin şeffaf bir şekilde yönetilmesi gerektiğini vurgulayan Türkmen, hizmet odaklı bir çalışma anlayışının devam etmesi gerektiğini belirtti.
