Cumhurbaşkanı Cevdet Yılmaz, Azerbaycan’ın Şuşa kentinde düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı Gayriresmi Zirve Toplantısı’nda, Türk Devletleri arasındaki ikili ilişkilere, bölgesel ve küresel problemlere dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Türkiye’nin dış politikasının temelini Türk dünyasında barış, refah ve güvenliğe katkı sunmak oluşturduğunu belirtti. Türk Devletleri Teşkilatı’nın birlik ve beraberliğin en somut tezahürü olduğunu vurguladı ve Türk dünyasının ekonomik ve ticari kalkınmasına yönelik atılımların önemine işaret etti. Türk yatırım fonunun oluşturulması ve Sivil Koruma Mekanizması gibi çalışmaların takip edilebilmesi için sekretaryanın güçlendirilmesinin önemli olduğunu ifade etti.
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki müzakerelere değinen Yılmaz, Şuşa Beyannamesi’nin imzalanmasının ardından Azerbaycan’ın zaferini ve Karabağ’ın Azerbaycan’a ait olduğunu vurguladı. Bu zaferin bölgede barış, refah ve istikrar için bir fırsat olduğunu belirtti ve Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki barış anlaşmasının bölgesel çözüm için önemli olduğunu ifade etti. Türk dünyasının Azerbaycan’a destek vermesi gerektiğini vurgulayarak, adaletsizliklere karşı durulması gerektiğini belirtti.
Türk Devletleri’nin enerji projelerindeki rolüne de değinen Yılmaz, coğrafi konumu nedeniyle Türk devletlerinin enerji alanında kritik bir öneme sahip olduğunu belirtti. Azerbaycan ile gerçekleştirilen projelerin örnek teşkil ettiğini ve bu işbirliğinin hem kendi refahlarına hem de Avrupa’nın enerji güvenliğine katkı sağlayacağını dile getirdi. Enerji mekanizmasının kurulmasını desteklediklerini ve ülkeler arasında ortak projeler geliştirilmesine hazır olduklarını belirtti.
BM İklim Değişikliği 31’inci Taraflar Konferansı’na ev sahipliği için Azerbaycan’ın aday olduğunu belirten Yılmaz, iklim değişikliği ile mücadele konusundaki çabalarını sürdürdüklerini ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda çalışmalarını yürüttüklerini ifade etti. Coğrafyalarında yaşanan krizlere de değinen Yılmaz, Kıbrıs meselesi, Ukrayna’daki savaş ve Gazze’deki çatışmaların çözümü için çağrılarda bulundu ve Türk devletleri olarak bölgedeki huzur ve istikrarın sağlanmasını arzuladıklarını belirtti.