NATO’nun Washington’daki zirvesinde alınan kararlar ve sonuçlar oldukça dikkat çekiciydi. Toplantıda, Atlantik Konseyi Devlet ve Hükümet Başkanları bir araya gelerek, Ukrayna’ya yönelik savaşın devam etmesi yönünde karar aldılar. Türkiye ve Macaristan’ın barış çabalarına rağmen NATO, Ukrayna’ya bu yıl içinde 40 milyar Euro para yardımı yapılması kararı aldı. Bildirgede ayrıca, Rusya’ya destek verdiği düşünülen İran, Belarus, Kuzey Kore ve Çin’e uyarıda bulunuldu. Çin’in Rusya’ya karşı mesafe koyması gerektiği konusunda uyarıldı.
Özellikle, Batı Balkanlar’a özel başlık açılması ve bu bölgeye destek sözü verilmesi son derece önemliydi. Türkiye’nin ısrarıyla terörle mücadele konusuna da atıf yapıldı. Ayrıca, Boğazlar Sözleşmesi’ne atıf yapılıp Karadeniz’in güvenliğinden de bahsedildi. NATO’nun aldığı kararlar, Ukrayna’dan sonra Batı Balkanlar’a odaklanacaklarının sinyallerini veriyordu.
NATO zirvesine katılan liderler, Ukrayna’nın NATO’ya entegrasyonuna vurgu yaparak, Rusya’yı geriletmek için Ukrayna halkını kurban etmeye karar verdiler. Batı Balkanlar’a yönelik destek sözleri ise bölgenin stratejik önemine işaret ediyordu. Ancak bu kararlar, Rusya’nın nasıl bir tepki vereceği konusunda endişeleri de beraberinde getiriyordu. İlerleyen süreçte, Amerika’nın figüranlığı ile NATO’nun barış yerine savaşı seçmesi, gelecekteki savaş senaryolarını da gündeme getirebilirdi.
NATO’nun, Moskova’ya karşı aldığı tavizler ve Ukrayna’ya verdiği destek, barış yerine savaşı tercih ettiğini açıkça gösteriyordu. Ancak, bildiride Gazze’deki soykırımlara dikkat çekilmezken İsrail’in vahşetine hiç değinilmemesi eleştirilere neden olabilirdi. Öte yandan, NATO’nun Batı Balkanlar’a odaklanması, “Üçüncü genel savaş” senaryolarını canlandırabilir ve bölgeyi çatışma ortamına sürükleyebilirdi.
Sonuç olarak, NATO’nun aldığı kararlar ve Washington’daki zirve, gelecekteki uluslararası ilişkileri etkileyecek önemli bir dönemeç olabilir. Türkiye’nin de NATO içindeki konumu ve müttefiklerle ilişkileri, önümüzdeki dönemde daha da önem kazanacaktır. Karadeniz ve Batı Balkanlar’daki gelişmeler, Türkiye’nin ulusal çıkarları ve bölgedeki istikrar açısından büyük önem taşıyacaktır. Ayrıca, NATO’nun savaşı tercih etmesi ve barış konusunda atılacak adımların yetersiz kalması, uluslararası toplumun geleceği açısından endişe verici olabilir.