Sosyal medya fenomenlerinin TikTok platformunda paylaştığı salata tarifi, içinde susam yağı, sarımsak, pirinç sirkesi ve acı biber yağı bulunan ince rendelenmiş salatalıkla yapılan lezzetli bir tarif olarak hızla yayıldı. Ancak bu viral tarif, İzlanda’da bulunan çiftçileri zor durumda bıraktı. “Bahçıvanlar Satış Şirketi” adıyla da bilinen İzlanda çiftçiler birliği, BBC’ye yaptığı açıklamada, tarifin aniden popülerleşmesinin ülkedeki çiftçileri artan tüketici talebine yetişemeyecekleri bir durumla karşı karşıya bıraktığını belirtti.
Açıklamada, her yıl ülkede yaklaşık 2 bin ton salatalık üretildiği ve bu ani talep artışı nedeniyle tedarikin yetersiz kaldığı vurgulandı. Ayrıca, çocukların yaz tatilinden dönmesi ve henüz yeterli üretimin yapılmamış olması gibi faktörlerin de “salatalık kıtlığı”na katkı sağladığı ifade edildi. Salatalık içeren tariflerin İzlanda’da oldukça popüler olduğu belirtilirken, tarifte kullanılan diğer malzemelerin de talep görmeye başladığı bilgisi verildi.
İzlanda’daki bir süpermarket zinciri olan Hagkaup da durumu doğrulayarak, salatalık satışlarının normal dönemlere göre iki katından fazla artış gösterdiğini bildirdi. Bu ani talep artışının, ülke genelindeki salatalık stoklarına zarar verdiği ve piyasadaki dengeleri bozduğu belirtiliyor. Çiftçilerin, üretimin arttırılması ve tedarik zincirinin güçlendirilmesi konusunda birlikte çalışmalar yürütüldüğü de bilgiler arasında.
Öte yandan, sosyal medya fenomenlerinin etkisiyle hızla yayılan salatalık tarifi, sadece İzlanda’da değil dünya genelinde de popülerlik kazanmış durumda. TikTok gibi platformlar, kullanıcıların sıradışı tarifler ve yaratıcı yemeklerle ilgili paylaşımlarını arttırarak, küresel anlamda bir lezzet ve yemek trendlerinin oluşmasına katkı sağlıyor. Ancak bu trendlerin beklenmedik şekilde talep artışına neden olması, tedarik zincirlerini ve üreticileri zor durumda bırakabiliyor. Bu durum da, gıda ve tarım sektöründe ciddi dengesizliklere yol açabiliyor. Sonuç olarak, sosyal medya platformlarında yayılan yemek tariflerinin etkisi ve beraberinde getirdiği potansiyel sorunlar dikkate alınarak, tüketiciler ve üreticiler arasında sağlıklı bir denge kurulması gerektiği önem taşıyor.