ABD Başkanı Joe Biden, 1 Nisan’da Suriye’de bulunan büyükelçilik yerleşkesindeki konsolosluk binasına saldırı düzenleyen İsrail’e karşı İran’ın “her an” misilleme yapabileceğini açıkladı. Bu saldırı sonucunda yaşanan ölümler, İsrail ile İran arasındaki gerilimi artırmıştı. İran, İsrail’e karşı misilleme yapma tehdidinde bulunarak süreci daha da gerginleştirmişti. Biden, bu durum karşısında ABD’nin İsrail’in savunmasına adandığını ve İran’ın başarılı olamayacağını belirtti. Ayrıca, Amerika Birleşik Devletleri’nin Orta Doğu’ya ek birlikler gönderme kararı aldığı da kamuoyuna duyuruldu.
İsrail, Şam’daki İran büyükelçiliği yerleşkesindeki konsolosluk binasına düzenlediği hava saldırısı sonucunda 7 kişinin ölümüne yol açmıştı. Bu saldırı, İran lideri Ali Hamaney tarafından ülkesine yapılmış bir saldırı olarak değerlendirilmişti. Hamaney, İsrail’i cezalandırılması gereken bir hata yapmakla suçlarken, Biden ise İsrail’e sarsılmaz destek vermeye devam edeceklerini vurguladı. Bu durum, bölgedeki gerilimi daha da artırmıştı.
Beyaz Saray’da yapılan açıklamada, gazeteciler Biden’a İran’ın olası saldırı zamanı hakkında sorular yöneltmişti. Biden, bu konuda kesin bir bilgiye sahip olmadıklarını ancak İran’ın her an saldırabileceği beklentisinde olduklarını ifade etti. Aynı zamanda ABD, bölgenin caydırıcılığını desteklemek ve kuvvetlerini korumak amacıyla ek birlikler göndereceğini duyurdu.
Bu gelişmelerin yaşandığı süreçte, ABD’nin Orta Doğu politikası ve bölgedeki güvenlik endişeleri de ön plana çıkmıştı. İsrail ile İran arasındaki gerilim, bölgedeki dengeleri etkileyen önemli bir faktör haline gelmişti. Biden yönetimi, bu duruma karşı sert bir tutum sergilerken, İran’ın herhangi bir saldırısına karşı hazırlıklı olacaklarını belirtmişti. Bu durum, bölgenin istikrarını tehdit eden bir unsur olarak değerlendiriliyordu. Sonuç olarak, bölgedeki gelişmeler yakından takip edilirken, taraflar arasındaki gerilimin nasıl bir seyir izleyeceği merak konusu olmaya devam etmekteydi.