17 Ağustos 1999 tarihinde, saat 03.02’de meydana gelen 7,4 büyüklüğündeki Marmara Depremi, Kocaeli, Yalova, Sakarya, İstanbul ve Düzce gibi birçok şehri sarsarak binaların yıkılmasına ve binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Bu yıkıcı depremin ardından 25 yıl geçmesine rağmen, o anı bizzat yaşayanların acısı halen tazeliğini koruyor. AA kameramanı İlker Özkap, Gölcük’te annesiyle birlikte depremi yaşayanlardan biri olarak yaşadıklarını anlattı.
Özkap, babasının emekli olduktan sonra Gölcük’e taşındıklarını ve çocukluğunu orada geçirdiğini, lise eğitimini İstanbul’da tamamlayıp kameramanlık yapmaya başladığını belirtti. 1995 yılında babasını kaybettikten sonra annesiyle Gölcük’te yaşamaya başlayan Özkap, depremin yaşandığı gece annesiyle birlikte evde olduklarını anlattı. Deprem öncesinde hafif bir sarsıntı hissettiklerini ve annesinin kendisine dua etmesini söylediğini paylaşarak, depremin ardından bina çökerken onun kömürlükten çıkmasıyla hayatta kaldığını anlattı.
Felaketin büyüklüğünü anlatan Özkap, deprem sonrası yaşanan kaosu ve çaresizliği detaylarıyla aktardı. Yardım gelene kadar maruz kaldıkları zorlu koşulları anlatan Özkap, yakınlarını kaybetmenin acısını ve cansız bedenlerle dolu sokakları unutamadığını dile getirdi. Özkap, annesini 40 gün boyunca aradığını ancak onu canlı olarak bulamadığını, sonunda annesinin cenazesinin enkaz altında bulunduğunu ve onun gömüldüğü anı ise hala unutamadığını vurguladı.
Yaşadığı acı deneyimler sonrasında Özkap, kurtarma çalışmalarına katılarak birçok insanın hayatını kurtardığını ve 72 cenaze çıkardığını paylaştı. Kadere olan inancını vurgulayan Özkap, yaşadığı deneyimlerin ona birçok ders verdiğini ve bir daha böyle acıları kimseye yaşatmamayı dilediğini ifade etti.
Özkap, depremin üzerinden 25 yıl geçse bile o geceyi ve sonrasındaki zorlu süreci hala unutamadığını belirterek, yaşadığı acıları ve kayıpları her yıl anma ve dua etme ritüelini sürdürdüğünü paylaştı. Bu deneyimin ona hayatın değerini ve acıların ne denli yıkıcı olabileceğini öğrettiğini belirten Özkap, yaşadıklarının bir daha kimseye yaşatılmaması temennisinde bulundu.