CHP’li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Euro 2024 son 16 turunda A Milli Takım’ın Avusturya ile kozlarını paylaştığı maçta attığı golün ardından yaptığı ‘Bozkurt’ işareti nedeniyle UEFA’nın çifte standardına maruz kalarak 2 maç men cezası alan Merih Demiral’a destek vererek UEFA’ya tepki gösterdi.
Uzun süre sonra sessizliğini bozarak resmi sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Yavaş, UEFA’nın bu kararının kabul edilemez olduğunu ve Bozkurt sembolünün siyasi bir parti ya da ırkçılığa atfedilmemesi gerektiğini vurguladı. Bozkurt sembolü, Türk kültüründe binlerce yıldır var olan milli bir semboldür. Gagavuzya’dan Anadolu’ya, İran’dan Orta Asya’ya kadar geniş bir coğrafyada Türklerin kimliğini temsil eder. Bu sembol, siyasi bir partiye ya da ırkçılığa atfedilmemelidir.
Yavaş, paylaşımında, “UEFA’nın verdiği bu karar kabul edilemezdir. Diğer katılımcı ülkelerin milli sembollerine herhangi bir ceza verilmezken asıl bu kararın kendisi ayrımcılığa sebep olmaktadır.” ifadelerine yer verdi.
Öte yandan Avusturya maçının üzerinden 4 gün geçmesine ve 85 milyon vatandaşın yanı sıra dünyadaki birçok futbolseverin bile tepki gösterdiği ayrımcılığa karşı CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, konuyla ilgili henüz bir paylaşımda bulunmadı.
Bu durum ise İmamoğlu’nun sessizliğini koruması ve tepki görmemek için ‘tepkisizliğini’ sürdürmesi olarak yorumlandı. Haber7 kaynaklı verilen bilgilere göre, Mansur Yavaş’ın haklı tepkisine karşın İmamoğlu’nun sessizliği dikkat çekti. UEFA’nın çifte standardı ve ayrımcılığına karşı sergilenen tepkiler arasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın açıklama yapmaması ise tartışma konusu oldu.
Sonuç olarak, Mansur Yavaş’ın UEFA’ya gösterdiği tepki ve Bozkurt sembolünün Türk kültüründeki yerine vurgu yapması, milli kimliğin siyasi tartışmalardan ve ayrımcılıktan uzak tutulması gerektiğini gösterdi. Diğer taraftan, Ekrem İmamoğlu’nun konuyla ilgili sessizliğini koruması ise farklı yorumlara sebep oldu ve tepki çekti. UEFA’nın aldığı kararın Türk milli sembollere yönelik ayrımcılığı gündeme getirmesiyle birlikte, siyaset ve sporun iç içe geçtiği bu olayda Türkiye’nin farklı siyasi aktörleri arasındaki tutum farklılıkları da gözler önüne serildi.