ABD’den fon aldığı ortaya çıkan Medyascope’un kurucusu olan Ruşen Çakır, Türkiye genelinde yapılan yerel seçimler sonrasında dikkat çeken açıklamalarda bulundu. CHP’nin yüzde 37,77 oy alarak başarılı olduğunu belirten Çakır, AK Parti’nin ise yüzde 35,49 oy oranıyla artık ‘yok hükmünde’ olduğunu iddia etti. AK Parti’nin içinde ciddi bir kriz olduğunu söyleyen Çakır, parti iktidarının Erdoğan’ın iktidarı olduğunu ve AK Parti’nin artık geçersiz bir konumda bulunduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın artık toparlanamayacağını belirten Ruşen Çakır, partide yaşanan çözülmeyi vurgulayarak Erdoğan’ın durumu düzeltemeyeceğini dile getirdi.
Seçim sonuçlarının CHP’nin başarısıyla ortaya çıktığını belirten Çakır, AK Parti’nin yaşadığı çözülmenin devam edebileceğini ve Erdoğan’ın bu durumu toparlayamayacağını söyledi. Ayrıca, seçmenlerin sadece AK Parti’ye küstüğünü düşünmenin hatalı olduğunu ve partinin hatasını kabul ederek CHP’nin başarısını göz ardı etmenin yolunun kapanabileceğini ifade etti. Yeniden Refah Partisi’nin AK Parti’deki çözülmeyi hızlandırabileceğini ileri süren Çakır, bu durumun AK Parti için seçim yenilgisini aşamama ihtimalini artırabileceğini belirtti.
Ruşen Çakır’ın Medyascope’a düzenli olarak fon aldığına dair ortaya çıkan bilgiler, RTÜK’ün de dikkatini çekmişti. ABD merkezli Chrest Foundation Vakfı, İsveç Uluslararası Kalkınma İşbirliği Ajansı ve Norveç Dışişleri Bakanlığı gibi kuruluşlardan alınan fonlar, medya kuruluşlarının bağımsızlığı ve milli güvenliği tehdit edebileceği uyarısını getirmişti. RTÜK, yabancı kurumlardan gelen fonların Türkiye’deki medya üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini vurgulayarak, yerli ve milli medyanın desteklenmesi gerektiğini dile getirmişti.
Ruşen Çakır’ın değerlendirmeleri ve Medyascope’un fon konusundaki durumu, Türkiye siyaseti ve medya alanında tartışmalara neden olmuştu. Özellikle AK Parti’nin içinde yaşadığı kriz ve CHP’nin yükselişi üzerine yapılan yorumlar, önümüzdeki dönemde siyasi arenada nasıl bir değişim göreceği konusunda ipuçları vermişti. RTÜK’ün uyarısı ve yerli medyanın öneminin vurgulanması ise milli güvenliğin medya aracılığıyla nasıl etkilenebileceği konusunda dikkat çekici bir konu olmuştu.