Birleşmiş Milletler Filistin Özel Raportörü olarak 2016-2022 döneminde görev yapan Michael Lynk, İsrail’e dair değerlendirmelerde bulundu. Bölgeyi derinden etkileyen 7 Ekim 2023 saldırısı ve sonrasında yaşananların “hem beklendik hem de beklenmedik olduğu” şeklinde bir yorumda bulunan Lynk, “Hiç kimsenin, ne Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısının ne de İsrail’in buna vereceği yanıtın bu kadar şiddetli olacağını tahmin etmemesi açısından beklenmedik bir durum.” dedi. ABD’nin; İsrail’in, ardında on binlerce sivil kayıp bıraktığı saldırılara hala devam etmesine izin vermesinin de beklenmedik olduğunu düşünen Lynk, sözlerini şöyle sürdürdü. “Bu savaşın üzerinden 6 ay geçti ve en az 33 bin Filistinlinin ölümüyle karşı karşıyayız. Belki de kayıtlara geçmeyen 8 ila 10 bin ölüm daha var çünkü insanlar çöken binalarda öldü ve cesetleri bulunamadı. Savaşın devam etmesi beni hayrete düşürüyor.”
Lynk, uluslararası hukuka göre bir işgalin geçici olması gerektiğini hatırlatarak, “Bir santimetrekare toprağın bile ilhak edilemeyeceği varsayılır ve bunun (geçici işgalin) tamamen uluslararası hukuka ve BM kararlarına uygun olarak yapılması gerekir. İsrail, bu konuda pek çok kırmızı çizgiyi aşmıştır.” ifadelerini kullandı. “Bu Hamas’a karşı bir savaş değil. Bu Filistin halkına karşı bir savaş.” diyen Lynk, bunun göstergesinin eğitim ve sağlık kurumları gibi sivil altyapıyı hedef alan saldırılar olduğunu dile getirdi.
İsrail’in cezasız kalmasının başlıca nedeninin ABD’nin İsrail’e “diplomatik kalkan” sağlaması ve BMGK’de daimi üye olarak sahip olduğu veto yetkisi olduğunu kaydeden Lynk, ABD’nin veto ettiği karar tasarılarının yarısından fazlasının İsrail’i korumaya yönelik olduğuna dikkati çekti. Lynk, “ABD, BMGK’de kritik bir kararın kabul edilmesine izin verse bile bu kararların uygulanmamasını ya da İsrail için herhangi bir sonuç doğurmamasını sağlıyor.” dedi. Lynk, İsrail’in Gazze’nin büyük bir bölümünü yok ettiğini, yaklaşık 200 BM çalışanını öldürdüğünü anımsatarak, buna rağmen ABD’nin BMGK’de İsrail’i korumaya ve saldırılarını devam ettirmesi için silah ve mali yardım göndermeye devam etmesini eleştirdi.
Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) Filistin hakkında süren soruşturmaya yönelik somut adımlar atmada yavaş olduğu yönündeki eleştirilere katıldığını ifade eden Lynk, işgal altındaki Filistin topraklarındaki yasa dışı Yahudi yerleşimcilerinin yalnızca uluslararası hukuka göre değil, UCM’nin Roma Statüsü’ne göre de savaş suçu olduğunu hatırlattı. Lynk, İsrail’e başından beri desteğini bildiren ABD, Kanada ve Avrupa ülkelerinin tutumlarında değişim gözlemlendiğini dile getirerek, “Savaşın ne kadar acımasızca yürütüldüğüne ve Filistinli sivillerin olağanüstü şekilde öldürüldüğüne dair şokun, Küresel Kuzey’deki çoğu ülkenin İsrail ile olan ilişkileri hakkındaki fikirlerini yeniden düşünmeye başlamasına neden olduğunu düşünüyorum.” dedi.