ABD ordusu, terör örgütü PKK/YPG tarafından işgal edilen Suriye’nin Haseke ilinde bulunan üslerine askeri takviye gönderdi. Bu hamle, ABD’nin PKK/YPG’ye destek verme politikasını sürdürdüğünü gösteriyor. Yerel kaynaklardan edinilen bilgilere göre, Irak ile Suriye arasındaki El-Velid Sınır Kapısı’ndan geçen konvoy, Haseke’ye ulaştı. Bu konvoy, Bradley tipi zırhlı araçların da içinde bulunduğu 40 araçtan oluşmaktaydı ve Rumeylan beldesindeki askeri üsse ilk olarak ulaştı. Daha sonra Haseke’nin kuzeybatısındaki Tel Beyder üssüne doğru hareket etti.
ABD’nin Suriye’deki varlığı, Ekim 2019’da Barış Pınarı Harekatı’nın başlamasıyla değişiklik gösterdi. Harekat bölgesindeki üslerini boşaltan ABD, daha çok petrol sahaları çevresinde konumlandı. PKK/YPG’ye destek veren ABD güçleri, Haseke, Rakka ve Deyrizor illerinde örgütün kontrolündeki bölgelerde birçok üs ve askeri noktaya sahiptir. ABD’nin sık sık bu bölgelere takviye güç gönderdiği bilinmektedir, özellikle petrol sahalarında bulunan askeri üslerine sürekli destek sağlanmaktadır.
Bu askeri hareketlilik, ABD’nin Suriye’de PKK/YPG’ye olan desteğini sürdürdüğünü göstermektedir. Terör örgütü PKK/YPG’nin işgalindeki bölgelere yapılan bu askeri takviye, ABD’nin politikasında bir değişiklik olmadığını açıkça göstermektedir. ABD’nin Suriye’deki varlığı, PKK/YPG’nin kontrolündeki bölgelerde etkin bir şekilde devam etmektedir. Özellikle petrol sahalarında bulunan askeri üslerine yapılan takviyeler, ABD’nin bölgedeki çıkarlarına vurgu yapmaktadır.
Sonuç olarak, ABD ordusunun Suriye’nin Haseke ilinde PKK/YPG işgalindeki bölgelere yaptığı askeri takviye, ABD’nin bölgedeki varlığını ve PKK/YPG’ye desteğini sürdürdüğünü göstermektedir. Bu hareket, ABD’nin Suriye politikasında bir değişiklik olmadığını vurgulamaktadır. ABD’nin bölgedeki askeri varlığının devam ettiği ve PKK/YPG kontrolündeki bölgelere desteğini sürdürdüğü açıktır. Bu tür askeri hareketlilikler, bölgedeki gerilimi artırabilir ve bölgedeki istikrarı tehlikeye atabilir. Bu nedenle, bölgedeki taraflar arasında diyalog ve diplomasi yoluyla çözüm bulunması önem taşımaktadır.